13 Şubat 2011 Pazar

geceLer...

Merhabalar,

Uzun yıllardır, haftada bir iki gece dışarı çıkmaya, eğlenmeye zaman ayırırım ve bundan büyük keyif alırım. Son zamanlarda tarzı, müşteri kitlesi, muhiti farklı ortamlarda yaptığım gözlemlerden bahsetmek istedim bu yazımda. Nereye gidersem gideyim, gelir düzeyleri farklı olan ama tip ve eğlence yaklaşımı olarak aynı kafada insanları görür oldum ve gerçekten çok sıkıldım. Çocukluklarından beri saçma sapan dizilerle televizyondan beslendikleri için "küçük fahişe" olmaktan veya öyle davranmaktan gurur duyan "aaayyy biiz Y jenerasyonuyuuuzz" demekten mutlu olan zeka küpü kızlarla, hepsi en az bir karış sakallı (ya hepsi işsiz, ya öğrenci) oğlancıklar.
Çene hafif yukarı kaldırılarak kısık gözlerle ortamı kesmeler, hepsinin dirsekten yukarı kırılmış sol ellerinde iPhone yada BB'ler, "yaaaa, amaaaa, naaabeeer" diye konuşmalar. Yanlışlıkla isabet edipte aynı muhabbet ortamına düşersen ikinci dakikada hayatı sorgular hale gelip, kitlenir bu arkadaşlar. Stres sarınca beyni, havalı, dünyaları kurtarmış halleri gider, alık alık bakmaya başlarlar. E havayla doldurulmuş ama içi bayağı boş özgüvenleri sıfırlayınca ağlama duygusu gelir tabi, ama hemen, muhtemelen 100TL ile ödüllendirmeyeceğiniz bir "başarı!!" hikayelerinden bahsederler. Rezalet!
Haa birde çalan müziğe verilen tepkiler :) Türkçe çalan biryerdeyseniz (ki zaten tüm şakılar aynı) "sen beni aldattın, ben hiç kafaya takmadım, sonra 2 kere aldattım, ben kazandım" sonra "yolun açık olsun, zoruna mı gitti" tarzında, birbirlerine bakarak kahkahalarla şarkı söylemeler. Ulan salak, takmasan şarkısıyı bağıra bağıra söylemezsin!
Velhasıl bu arkadaşları kafalamak çok kolay olduğu için, hepsi aynı olduğu için, bir süre sonra "lan daha çıkmasam mı, bunlar hep aynı" diye düşünürsünüz. Ama hayır! Oyuna devam! Bırakın sizden sonra, "takmıyorum, ay çok eğleniyorum, bebekte turlar atıyorum" desinler :)
Öyle yani!

C.G